YENİDEN BAHARA DOĞRU

06.Eylül.2020
YENİDEN BAHARA DOĞRU

Koronavirüsün deÄŸiÅŸtirdiÄŸi yaÅŸam ÅŸekli bize de dokundu...

Önce yavaÅŸladık,
sonra durduk mecburen.

Siz ne düÅŸünüyorsunuz bilmiyorum ama,
bir gün "Ne durumda acaba?" diye açıp baktığımda,
fazlasıyla haber sitesi gibi koktuğumuzu farkettim.
Oysa niyetim ve hayalim bu deÄŸildi.

Ama tabii, haberin ustasının,
hayatı haber olan birinin elinde, böyle olması kaçınılmazdı...
Ahmet sana teÅŸekkür ediyorum.

Yollar...
Yürüyoruz, koÅŸuyoruz, buluÅŸuyoruz, karşılaşıyoruz, sarılıyoruz...
Ayrılıyoruz.
Elbette yönüm aynı,
yol güzergahım farklı o kadar.
Sözün özü, siteyi biraz daha kiÅŸiselleÅŸtirmeye çalışacağız.

Burada sadece ben olmayacağım...
Bu sitede kim varsa,
akıllarıyla birlikte
kalplerinden de parçalar koyacaklar yazılarına.

Bahara doÄŸru kırdık dümeni...
Çünkü;
inancım odur ki,
hep bahara doÄŸru döner dünya...

RADYOSPOR'LA YOLLARIMIZ NEDEN AYRILDI?

Çok soruyorsunuz Radyospor'u...
Bağırıp çağırmadan,
gürültü yapmadan
üslubunca anlattım ama,
duymayanlar, görmeyenler var...
Åžurada da dursun o zaman.

Özetle;

Mart ayının ortalarında,
koronavirüs salgını özellikle eÅŸimi çok korkuttu.
İstanbul'un kalabalığından kaçmak istedi, istedik; 
Bodrum'a gittik çoluk çocuk.
Planımıza göre 15 gün sonra ben dönecektim,
eÅŸim çocuklarla 'olabildiÄŸi kadar' Bodrum'da yaÅŸayacaktı.

Mart ayındaki son yayınımda duyurduğum gibi,
Radyospor'dan iki haftalık izin aldım...

Henüz birinci hafta dolmuÅŸtu,
iznimin bitimine daha bir hafta daha vardı ki;
yolumun üzerine serpilen detaylar oldu. (Otobüs/uçak yasakları, seyahat kısıtlamalarını saymıyorum.)

Sonuçta; haziran ayına kadar Bodrum'da yaÅŸamam kaçınılmaz hale geldi.
Mart, nisan, mayıs, haziran...
Uzun zaman.

Radyospor açısından da, benim açımdan da
her ÅŸeyin saÄŸlıklı yürümesi için veda gerekiyordu.

Sağolsunlar, her şeyin ekonomik olarak da bulanık olduğu zamanlarda
hiç zorluk çıkarmadılar... Bodrum'da yaÅŸama ÅŸartlarımı kolayladılar.
Böyle iÅŸte...
Hani "ayrılık da sevdaya dahil" demiş ya şair, o hesap.
Hepimizin yolculuÄŸu devam ediyor...
Karşılaşıyoruz, selamlaşıyoruz, gidiyoruz, dönüyoruz, bekliyoruz, kavuÅŸuyoruz, ayrılıyoruz...
Yolculuk devam ediyor...
Hep bahara doÄŸru!

 

UÄžUR ÖNVER'E,
BAKIN HELE!..

Haberi olmayanlara, ben söyleyeyeyim...
Türk ve dünya yıldızı futbolcuların hayatlarını
kitap raflarına yerleştirmeye devam ediyor...
Sadio Mane kitabı için,
"Dikkat, bu bir futbol kitabı değil.
Zaten futbol okunmaz, seyredilir." diyor önsözünde...
Bu kaçıncı kitap, ben saymayı unuttum.
Hep yazsın, hep okumaya devam etsin çocuklar güzel örnekleri...
Aslında UÄŸur'la ilgili çok baÅŸka bir konudan söz edeceÄŸim.
Yılların spor spikeri, maç anlatıcısı, yaklaşık 1 aydır, CNN Türk'ün
haber spikerlerinden biri...
Ben O'nu severim,
size güzel yazar, hatasında ensesinde boza piÅŸiririm ama...
Vallahi ve billahi de yakıştı haber ekranına.
Ama öncelikle,
O'na ekran teslim etme yürekliliÄŸini gösteren
CNN Türk Genel Müdürü Murat Yancı'yı yürekten kutluyorum.

SEZONUN İLK KUPASI
FENERBAHÇE'NİN

İtiraf etmeliyim ki,
baÅŸlangıcın görkemi kadar olmadı
Fenerbahçe'nin bitiriÅŸi...

Hatırlasanıza;
Thiam volkan gibi patlamış,
Fenerbahçe 4 gol atmıştı Antalyaspor'a...
Caner'in serbest vuruÅŸuyla gelen
kısır skorlu kupa,
baÅŸlangıcın o parıltısını gölgeledi kuÅŸkusuz.

Ama...
Hep derim ki,
'turnuva' da olsa, hazırlık karşılaşmaları seyircinin değil,
teknik direktör ve futbolcuların maçlarıdır.
Hele 'pandemi' gibi lanet bir dönemden geçerken.

Kupa törenine gelince...
Turnuvanın adı ne?
The Land of Legends.
Eeee o zaman, şaşıracak ne var?
Ha!...
Prodüksiyon görsel olaran zenginleÅŸtirilip
müsamere seviyesinden
yukarı taşınabilir miydi?
Kesinlikle evet.

Bu turnuvalar futbolumuz için ihtiyaç...
Yola devam.

ORTALIK KARIŞABİLİR
AMAN VAZİYET ALIN !

Beylik sözlerimdir...
Transfer, taraftarın en sevdiği hikayedir...
İnanmayı seçer,
inandığının gerçeÄŸe dönüÅŸmesini bekler.

Eran Zahavi...
SaÄŸdan sola,
yukarıdan aşağıya o kadar yazıldı ki;
inanmayıp da ne yapacaktı Fenerbahçe taraftarı?

Bir de Zahavi sosyal medya hesabından,
"Hadi görelim bakalım,
beni isteyen 500 bin Fenerbahçeli çıkar mı?" anketine
yağmur gibi "beğeni" yağınca...
Nasıl inanmasın?

Ben, temkinli olmayı tercih eden taraftayım...
Muhabir deÄŸilim ki,
haber kaynağım yok ki, birinci elden "Geliyor ya da gelmiyor" diyebileyim.

Ha; Eran Zahavi gelirse, kağıt üzerinde acaip güzel transfer.
Bakalım çime bastığında nasıl iz bırakacak?
Gelirse tabii...
Çünkü,
menajerinin söylediklerine bakılırsa
rüzgar hafiften ters esmeye baÅŸlamış.
HoÅŸ o rüzgar, menajerin üflemesi de olabilir elbet...

Transfer mevsimindeyiz,
iklim deÄŸiÅŸir,
Akdeniz olur...
Gülümse.